Atatürk etkisi, zaman mekan tanımaz! Hiç ummadığınız yerden çıkar, haksızlığa, yanlışlığa karşı tüm heybetiyle karşınıza dikilir. Tıpkı Suudi Arabistan‘da olduğu gibi.
Ebediyete intikal etmesinin üzerinden 85 yıl geçse de Cumhuriyet düşmanlarının korkulu rüyası olmaya devam ediyor Büyük Önder Atatürk.
Futbol Federasyonu‘nun, Cumhuriyetimizin 100. yılında Süper Kupa maçını Suudi Arabistan’a taşıması tarihi bir hataydı. İsyan edenlere kulak tıkadılar, yaşanan skandala ön ayak oldular.
Ne işimiz vardı bizim Arabistan çöllerinde. Paraları batsın! Her şeyi satın alabileceklerini sanıyorlardı, bu kez Fenerbahçe ve Galatasaray duvarına tosladılar.
Galatasaray’ın sahaya Atatürk tişörtüyle çıkmak istemesine, Fenerbahçe’nin de Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” sözünün yazılı olduğu pankartı taşıma talebine dayanamadılar.
Gerekçeleri protokolde yokmuş!
Ey Mehmet Büyükekşi önderliğindeki Futbol Federasyonu!
Araplarla imzaladığınız protokolü hazırlarken aklınıza hiç mi Atatürk gelmedi?
Cumhuriyetimizin 100. yılında aklına Atatürk gelmeyen Futbol Federasyonu inanılır gibi değil!
Bu nedenle gün boyunca Arap yetkililerle pazarlık yapmaları çok normal. “Biz oynamıyoruz, takımlarımızı alıp Türkiye’ye dönüyoruz” demelerini hayal bile edemiyorum!
Ali Koç gibi içinde gerçekten Atatürk sevgisi olanlar ne diyor? “Ne demek Atatürk yok? Atatürk yoksa Türkiye yok, biz de yokuz, maç da yok.“
Peki ya Dursun Özbek‘in dik duruşu… Onun gösterdiği irade olmasa bugün yaşadığımız “gururun” yerine “utanç” tablosuyla karşı karşıya kalacaktık.
Fenerbahçe ve Galatasaray’ın yıllardır “ezeli rekabet” yüzünü görmüştük. Aslında “Ebedi dost” olduklarını en önemli anda hatırlattılar, Araplar‘a hiç beklemedikleri “tokadı” yapıştırdılar.
İki kulübümüzle ne kadar övünsek az. Onları avuçlarımız patlayıncaya kadar alkışlıyoruz. Yaşanan rezalet sonrası hemen reaksiyon gösteren Beşiktaş‘ı da unutmayalım. “Kapımız açık” başlığıyla “Cumhuriyetimizin 100. yılında oynanacak Süper Kupa finalini, uygun bir tarihte, Atamızın semtinde, dünyanın en güzel stadında oynamak üzere, Atatürk sevdalılarını Türk bayraklarıyla Dolmabahçe’ye bekleriz” açıklaması gecenin en güzel anlarındandı.
Tabi dün geceden sonra önemli bir sorumluluk daha üstlendiler.
Daha düne kadar adeta birbirlerini adeta çiğ çiğ yiyecek kadar sevmeyen iki takım taraftarlarını “tek vücut” haline getirdiler.
Sabahın ilk ışıklarında, gönül verdikleri renklerle kol kola, omuz omuza takımlarını karşılamalarını hangi güç yapabilirdi ki!
Artık iki takım yöneticileri “kutuplaştırma“ya yönelik açıklamalarını bir kenara bırakmalı, Türk Futbolu‘nu ileri taşıma adına tıpkı dün geceki gibi ön ayak olmalı.
Teşekkürler Fenerbahçe… Teşekkürler Galatasaray.