Uzun yaşamın anahtarı “ölümsüz denizanası”nda saklı olabilir

Bilim insanları önümüzdeki on yıl içinde yaşlanmanın etkisini yavaşlatacak tedavilerin bulunabileceğine inanıyorlar.

Cambridge Üniversitesi’ndeki araştırmacılar cevabın daha uzun ömürlü ve kansere dirençli hayvanlar olan fil, balina ve “ölümsüz denizanası”nda yattığına inanıyor.

Bu hayvanların uzun ömürlerinin anahtarı DNA’larındaki hasarı onarabilme yeteneği gibi görünüyor.

Ekip şimdi bu yetenekleri yeniden yaratmak ve insanlara aktarılabilir hale getirmek için çalışıyor. Çalışma yaşa bağlı koşulların ortaya çıkmasını geciktirmek için hücreleri daha genç ve işlevsel duruma getirecek

Güneşten gelen UV ışınları, egzoz ve endüstriyel dumanlardaki kirleticiler ve hatta yanmış yiyecekler nedeniyle vücudumuzda DNA hasarı birikir.

Araştırmalara göre en büyük memeliler olan filler ve balinalar kansere direnç ve DNA hasarını onarmayla bağlantılı benzersiz genlere sahip.

Balinalar eğer insanlarla aynı “hücre başına kanser riskine” sahip olsaydı boyutlarından dolayı asla ilk yaş günlerine ulaşamayacaklardı. Bu balinaların insanlardan daha güçlü kanser direnci mekanizmalarına sahip olması gerektiğini gösteriyor.

BİYOLOJİK OLARAK YÜZDE 100 ÖLÜMSÜZ

“Ölümsüz denizanası” ise yaşlanma sürecini tamamen yavaşlatabilir. Hayvan vahşi doğada yırtıcılardan kaçınmak için bu “süper gücü” harekete geçiriyor. Tehdit ortadan kalktığında yaratık olgunluğa geri dönüyor. Bu nedenle genetik hasarı onarabilir ve gelişimin daha önceki aşamalarına geri dönebilir.

Ölümsüz denizanası olgunluğa ulaştıktan sonra bile tekrar larvaya dönüşebilir.

Araştırmacılara göre bu denizanası diğer denizanalarından farklı olarak üreme sonrası “yüksek gençleşme” potansiyelini yüzde 100’e kadar koruyan ve “biyolojik ölümsüzlüğe” ulaşan tek denizanası.

Ancak insanların hayvanlardan öğrenebileceği tek uzun yaşam stratejisi DNA onarımı değil.

Geçen ay yayınlanan yeni araştırmaya göre küçük bir Pasifik denizanası, kaybolan vücut parçalarını yeniden üretebiliyor.

Tırnak büyüklüğündeki bir denizanası olan “Cladonema pacificum”, kayıp bir dokungacını üç gün içinde yeniden büyütüyor.

Araştırma ekibi yaralanma bölgesindeki dokungaç hücrelerine özellikle “uzuvları onarmak için evrimleşmiş” kök hücrelerin yardım ettiğini buldu.

Bilim insanları bu olağanüstü hücrelerin insanların yenilenme yeteneklerinin ve uzun ömürlülük araştırmalarının anahtarı olabileceğini düşünüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir